Orada Kimse Var mı?

Orada Kimse Var mı?

Yeni ay ve içine girdiğimiz yeni dönemide ifadenin ve  susmamanın önemli olduğuna dair  Ayşe Nilgün Arıt Hocamın ve görüşüne önem verdiğim kişilerin yazılarını okuyunca; ifade hayatımızda bu kadar önemli ve konuşmak bu kadar kolayken biz bazen susarak bazen de anlamdan saparak kendi kendimize neden engel oluyoruz? diye düşündüm…

İfade  .; Ar ifāda(t) إفادة  [#fyd ifˁāla(t) IV msd.] faydalandırma, birine bir şeyi kullanması için verme, faydalı bir söz söyleme < Ar fāda فَادَ faydalandı

→ fayda

Not: "Söz söyleme" anlamında kullanımı nezaket gereğidir.( Nişanyan sözlük)

 

 

Faydalandırma!..

O zaman söz söylerken önemli bir şey yapıyoruz.

 

Peki ;

İfade etmek için neye ihtiyacımız var?

 

Öncelikle Sese …

 

Ses Nasıl Oluşur? Bir sesin oluşabilmesi için titreşim hareketi gereklidir. Titreşim bir nesnenin ileri geri hareketidir. İnsan sesinin oluşabilmesi içinde bir titreşimin oluşması gerekmektedir. Nefes verirken akciğerlerden gelen hava gırtlağımızda yer alan ses tellerine titreştirerek ham sesi oluşturur.

Titreşim oluşturan ham sesin kaynakları  mevcut havayı titreştirir ve etki oluşturur. Bu oluşan etki sonucu ses işitilmiş olur. Kulağa ulaşan ses kulak zarını etkiler. Ve titreşmesini sağlar. Titreşim sinyalleribeyne gönderir(Milliyet)

 

Öyleyse sesi çıkarmak için bir sebebe ihtiyacımız var ve ses titreşimlerle dağılarak etkileşim yaratıyor.  

 

Dolayısıyla vücudumuzu yöneten enerji merkezlerini etkiliyorlar.

 

Çakralar vücumuzdaki belli başı enerji merkezleri… En önemlilerinden biri de

boğaz çakrası.  Ruhun anatomisi adlı kitabında Caroline Myss;

Seçim yapma ve irade gücü

Kendini ifade etmek

Hayallerinin peşine düşmek

Kişisel yaratıcılık gücünü kullanma

Bağımlılık yargılama ve eleştiri

İnanç ve bilgi

Karar verme kapasitesi ni kullandığımız merkez olarak ele alır.

Sözün özü neyi yaratacağımıı sözle ifade ederiz. Karşı tarafa geçen ise niyetimizdir.

Suçlayıcı ve yargılayıcı bir dille mi söylüyoruz? Yoksa durumumuzu mu anlatıyoruz?

 

 Bunu yaparken bilinçaltı kodlarımızdan çıkıp gelen, kültürümüze ait kalıplar bazen bize engel olabilir .

Yanlış kullanılan- ancak yine de kullanılan- “Su-s küçüğün, söz büyüğün“ “Büyük lokma ye ama büyük konuşma” gibi. Sesimiz duyulduğunda görünür oluruz ve göründüğümüz de küçüklüğümüzden itibaren sorun yaşamışsak kendimize ket vurabiliriz. Ancak yine de söyleyeceğimizi söylediğimizde faydalanacak ilk kişi yine kendimi oluruz. Çünkü ilk duyan bizizdir…  

Kendimize söylemekten kaçıyorsak yine durup düşünmemiz gereken bir süreç oluşur ve başka bir atasözü çıkar gelir” gırtlak dokuz boğum sekizini yut birini söyle”

Bu yazıyı hazırlarken aklıma Pink Floyd’un The Wall filmi geldi.

Bob Geldof bir duvarın önünde durur. Kıyma makinasına dönen eğitim sisteminden kalıplaşan ve  Mekanikleşen tüketim dünyasının içinde sıkışmış insanın çağrısıdır Orada Kimse Var mı?..

Bunu belki de ilk ve herkesten önce kendimize söylüyoruzdur.

Söylediğimizi herkesten önce biz duyuyorsak ve irademizi ifademizle ortaya koyuyorsak, seçimlerimizin ve söylemlerimizin durduğumuz ve gittiğimiz yönün farkına varmak, ifade etmek niyetiyle…

Soru varsa cevaplayacak biri-leri de vardır!..

 

Şehime Gül Gözen

06.12.2021