DOLUNAYDA SENİ AĞIRLAŞTIRANLARI  KESMEK…

 

 

Dolunayda  saçımı kestirirsem sonrasında sağlıklı uzayacağını söylemişti bir arkadaşım…

Saçlarım uzundu, kestirdim sonra da  neden böyle olduğunu düşündüm..

Dolunay her şeyin belirli bir olgunluğa geldiği dönemi gösteriyor ve sonra küçülmeye başlıyor yola devam etmek için belki de fazlalık yapan, ağırlık yapan, yeni başlangıçlara doğru ilerlerken bizi ağırlaştırarak yer çekimiyle birlikte olduğumuz  yere çakan şeylerden de hafiflemek gerekiyor.

Misal; atalet yaratan “sonra” lardan… “bana ne bu benim işim değil diye omuz silkip almadığımız sorumluluklardan”… yaşamla aramıza koyduğumuz bahanelerden, engellerden… kendimizi kandırdığımız için kandırıldığımızı düşündüğümüz ilişkilerden…

Biliyorum bu tanımlamalar biraz yuvarlak oldu  ay gibiJ Madem saçla başladık, öyle devam edelim. ..

Saçlarımı neden kestirdiğimi sormuştu tanıyan çoğu kişi yanıt olarak sürekli toplamaktan sıkıldığımı söylemiştim ve açmadığım için saç derim de sivilceler olduğunu…  Şimdi bu cevabımı gülümseyerek hatırlıyorum aslında olduğum hali bana yine geri yansıtıyor.

Üstünde düşününce aslında uzun saçın küçük yaşlardan beri heves ettiğimi bir şekil olduğunu buldum çünkü annem için kolay düzenlenebilir ve temiz olmam önemliydi oysa ki ben, saçlarını bir o yana bir bu yana atan arkadaşlarıma özeniyordum. Annemin kontrol mekanizmasından ancak ortaokul yıllarında çıkabilmişim çünkü okul da annemi  destekliyordu. –Sistemin yaşama şeklimizin üstündeki tahakkümü gibi- Yaz tatilinde saçımı uzatıyordum ancak saç örgüm  üç boğum olmayınca kızları denetleyen öğretmenimiz kapıda belirip saçımızı kesiyordu. Ne tuhaf bir eğitim sisteminin içinden geçmişiz!

Saçımı bir kere uzatınca sonra hep uzun olsun istedim çünkü uzun saç annemin kontrol mekanizmasının dışındaydı kıvırcık ve birbirine dolaşan bukleler sinirini bozuyor taramadan sokağa çıktınca kötü kadınlara benzediğimi düşünüyordu. –sistem dışıysan, başına buyruk san  sana  iyi gözle bakılmaz mehhh!- Sonra baktım ki o karmaşık bukleler erkek arkadaşlarımın ilgisini çekiyor hmmm!  o zaman beğenilmek için farklı modeller denemek istesem de vazgeçemedim uzun saçtan. Ancak şimdi fark ediyorum ki ne zaman hayatımda bir kalıbın dışına çıksam kestirmişim saçımı ….

 Sonunda  geçtiğimiz sonbahar başladım kademeli sırtıma kadar gelen bukleleri kestirmeye. Çünkü aynı kalıptan sıkılmıştım ve o kalıbın içinde yaşadıkça saç diplerim sivilce yapıyorduJ Ben de başladım kestirmeye;  beni olduğum yere bağlayan düşüncelerimi… başkaları beğensin diye saç uzatma fikrimi…ister uzun ister kısa kendi merkezimden beni uzaklaştıran düşüncelerimi…olmazsa olmazlarımı… Bu sınırın dışına çıkılmazlarımı…konfor alanımı, korkularımı, böyle gelmiş böyle giderlerimi, kendime söylediğim ve defalarca üstünden geçerek yinelediğim yalanlarımı,  görüp de görmezden geldiğim kandırmacalarımı … üstünü örttüğüm bu düşüncelerim farklı insanlarla, durumlarla  vücut buluyordu yaşamım da…

Şimdi can’ım zeytinleri kesmek istiyorlar bu dolunay kesmemiz gereken belki de boş vermişliğimiz, sahip olma hırsımız, şu dünyada bizden başka canlıya önem vermeyişimiz, ranttan elde edilen karlara değer vermemiz … Keselim ki  zeytinler  büyüsün topraklarımızda çocuklarımız sallansın dallarında bereketiyle şenlesin sofralarımız…  Nuriye ile Semih’i iki gencecik fidanın su yollarını  kesiyorlar…Korkularımızı kaygılarımızı kendimizden vazgeçişlerimizi keselim, bakıp kendi hayatlarımıza kendimize söylediğimiz yalanları, üstünü örttüklerimizi , tahammül!  ettiklerimizi, mecburiyetlerimizi  keselim. …Keselim ki şu can ‘da bitmiş bir tutam saça bizden başka kimse karışamasın biz nasıl istiyorsak öyle dalgalansınlar nice dolunayda …

Şehime Gül Gözen

Haziran/2017