ÇOBAN YILDIZI

ÇOBAN YILDIZI

Çiğdem Talu ve Melih Kibar’a…

 

Sabah uyandım  yine o şarkı çalıyor içimde uykuyla uyanıklık arasındayım Zerrin’in inanılmaz sesi ve o güzelim sözler kulaklarımda

Her şey seninle güzel …

Aklımda çaydanlığa su koymak ,yürüyüşe çıkmak var şarkı peşimde mutfağa gidiyorum salona giriyorum.

Yolda yürümek  bile!..

Ve uyandım!..  Her mayıs ayı onların  şarkıları benimle iletişim kuruyor…

İçimde ya şarkı sözünü duyuyorum… ya melodisini…

Bilgisayarı açtım Çiğdem Talu ölüm yıldönümü 28 Mayıs 1983 bugün ayın 21 ‘i 7 gün sonra “işte yine gelmişler!” dedim içimden

Çiğdem Talu Melih Kibar aşkı beni hep çok etkiledi. Yaşamlarını ve aşklarını anlatan Can Düdar’ın hazırladığı “Yüzyılın aşkları” belgeselini seyretmiştim

Birisine melodi geldiğin de diğerine sözler geliyordu.

Melik Kibar konuşmasında “o zaman ne demek olduğunu anlamamıştım ama her yaptığım besteye söz yazacak olsam tek kelime bile değiştirmeden Çiğdem’ini sözlerini yazardım biz ruh eşiymişiz “diyor. “Bu tanımı duyduğumda anladım !”…

Benim içimde çalan şarkıyı ise 31 Ekim 1977 de kendi doğum gününde Çiğdem Talu  Melih Kibar için kaleme alıyor…

Her şey seninle güzel
Yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin
Peşinde koşmak bile
Her şey seninle güzel
Bu toprak, bu taş bile
İçimdeki bu korku,
Gözümdeki yaş bile.

 

 

 

Neden bu iki harika insanı her sene hissettiğimi düşünüyorum?

Venüsü simgeleyen Çoban yıldızını ve onları nasıl aynı yerde birleştirdiğini?

 

Her şey 1975 de Türkiye’nin ilk kez katılacağı Eurovizyon şarkı yarışması ile başlıyor…

Melik Kibar o dönem  Boğaziçi’nde kimya mühendisliği okuyor aynı zamanda  Timur Selçuk’un talebesi... Eurovizyon Türkiye elemeleri  için TRT’ye  sinyal müziği yapılacak Timur Selçuk Hicaz-ı Hümayun makamı üstüne 45 saniyelik bir müzik çalışmalarını istiyor öğrencilerinden .

Ertesi gün soruyor ödev üstünde çalışabilen oldu mu Melih Kibar çekinerek el kaldırıyor ve yaptığı müziği dinletiyor Timur Selçuk sinyal müziği tamamdır diyor…

Makam neden önemli bunun cevabını çok sonraları müthiş ikili ile ortak projelere imza atan Erol Evgin veriyor.

Seneler sonra Melih Kibar ve Çiğdem Talu’yu anma gecesinde Erol Evgin yaptıkları müziği şöyle anlatıyor;

Bizim ortak görüşümüz şuydu: Bir ülkenin popüler müziği, o ülkenin klasik müziğinin güncel ve doğal bir uzantısı olmalıdır. Bu düşünceyle Melih çok zengin makamlı ezgiler yakaladı. Çiğdem derinliği olan sözler yazıyordu. Ben de Türk gibi okuma çalışıyor, sıcak ve içten bir yorum katıyordum. Böylece kentleşmekte olan Türkiyede kimlikli bir kent türküsü oluşturduk.”

 

 

Çiğdem Talu ile Melih Kibarı bir araya getiren Çobanyıldızı parçasına ve dolayısı ile  albümüne ismini veren şair Cavidan Tümerkan. Ona, Timur Selçukla birlikte Melih Kibar telefon edip şarkının ismi ne olmalı diye soruyor.  O da diyor ki, “Denizcilere yönünü bulduran Çobanyıldızı senin de hayatına kariyerine yön versin. İsmini çoban yıldızı koy!”

 

-Çobanyıldızı Nam-ı diğer Venüs aşkın ilhamın yaratımın simgesi. Gün kararmadan bir saat önce çıktığı için akşamın ilk yıldızı sabah gün ağarırken de en son kaybolan-

 

Çobanyıldızı bu müthiş aşkın doğmasına sebep oluyor. Birleştiriyor.

.

Onların aşkı için Can Dündar, “Eşine çok az rastlanır güzellikte bir aşktır. iki güzel insanın yüzlerce harika eser üretmesi, hiç kuşkusuz müzikal ve edebi zekadan çok daha fazlasını gerektirir o da, aşk'tır!” diyor

Bu yaratma ve üretme aşkının ilhamın nasıl bir etkisi olduğunu en güzel kızı Zeynep Talu annesine yazdığı mektubun satırlarında anlatıyor…

“…Müzik yolunda bu ilk adımını atarken ,bir gün Türkiye'nin en sevilen söz yazarlarından biri olacağın aklına gelmiş miydi acaba ? Hep anlatırdın ' Ağlıyorum Yine ' yi yazarken nasıl korktuğunu. İşine ve öğrencilerine aşık bir İngilizce öğretmeni için müzik dünyasının ne kadar yabancı olduğunu. Bu şarkıları senin yazdığın anlaşılmasın diye uzun zaman soyadını bile kullanmadın, Sadece Söz : Çiğdem yazardı plakların kapaklarında. Herkes merak ederdi kim bu Çiğdem diye. Gündüzleri Işık Lisesindeki derslerine gider, geceleri de benim şu anda bu mektubu yazdığım odada oturur şarkı sözü yazardın. Benim odamda uyuduğumu zannederdin ama ben bazen uyumazdım. Gizlice senin şarkı söylemeni dinlerdim. Geceler uzundu ve güzeldi bizim evde. Sonra günler geçer , bu şarkıların plakları çıkar , radyolarda çalar ve dillerde dolaşmaya başlardı. Ve sen nasıl da mutlu olurdun. Yıllar sonra senin mesleğini seçip şarkı sözü yazmaya başladığımda seni daha iyi anladım. Konserlerde şarkılarını yüzlerce insan söylediği zaman neden gözlerinin dolduğunu şimdi daha iyi biliyorum.  Bana her zaman en güzel gözyaşları mutluluk için dökülenlerdir derdin ve sen en çok mutluluktan ağlardın.Ne kadar haklıymışsın. “Zeynep Talu

Bu harika şarkıları yaratan Çiğdem Talu ve Melih Kibar’ın tanışma tarihi ise 25 Mayıs 1975 saat sabah 3’ü çeyrek geçe...Yani üç gün sonra…

Dilerim Çobanyıldızı; aşkı, ilhamı bir’liğe dönüştürmek isteyen nicelerimize ışık tutsun.

Bunları yazarken nehre bırakılan iki dilek feneri geçiyor gözümün önünden .

Bize hissettirdikleri ve yaşattıklarına hürmetle, aşkları ve yolculukları kutlu olsun

 

Şehime  Gül Gözen

22 Mayıs 2018