IŞIKTAN İPLİKLER -7-"HAYATA DOKUNAN HİKAYELER "

Işıktan İplikler-7- “Hayata Dokunan Hikayeler “

 

“Gökyüzüne çöken gökkuşağı gibi, gökyüzündeki yıldızlar gibi yaşam asla küçük bir şey olarak hissedilmemeli” Black

Gün olur tüm iplikler karışır birbirine …

YASEMİN

“Abla sen benim gönüllüm olur musun ?” dedi  kocaman kahverengi gözleriyle yüzümde bir umut ışığı arayarak bir canım çocuk

Atmış bisiklet zincirini yerini takmaya  çalışırken  önce umursamaz davranıyordu sonra,  “Hadi gel istersen birlikte içeri gidip soralım!” dedi

Biz bunları konuşurken, bisiklet sırası bahçedeki diğer çocuklara geçti hepsinin bahçeyi bir kere dolaşma hakkı vardı  ve sıralarını bekliyorlardı…

“Benim adım Batuhan abla hiç gönüllüm yok gönüllü olunca bahçede kalmama  da izin veriyorlar…”

Beni bu bahçeye getiren olayları düşündüm …

Oldukça sıcak bir  Haziran günüydü …

“Kendine Yol Açmak” Atölyeleri  için Karıuna Yoga ile konuşmaya gitmiştim, sahipleri olan çifti beklerken bahçedeki en serin yere oturduk  tanıştırmak için oraya götüren arkadaşımla… Arkamızdaki  bahçeyi çevreleyen telden çite bir yasemin sardırmışlardı, mis gibi kokuyordu yasemin. ..

Sonra çok hafif bir şarkı sesi duydum incecik duru bir sesten melodisi vardı ama sözleri anlayamıyordum. “Beni götüren arkadaşıma dönüp sesi sen de duyuyor musun?” dedim

“Şehime hava çok sıcak acaba gaipten sesler duyuyor olabilir misin?” dedi. Gaipten gelmiyordu, kulağımın dibinde söylüyordu  çok yakın sanki oturduğum koltuğun arkasındaymış gibi…

Bu düşünce aklımdan geçer geçmez arkama dönüp baktım yan bahçede saklanan bir çocuk var mı diye …Arkama döndüğümde gözüm tele sardırılmış  Yasemine takıldı… Şarkıyı o söylüyordu ve hatta gülümsüyordu…

Şamanik çalışmalar  sayesinde her şeyle bağlı olduğumuzu öğrenmiş ve ağaçlar ile taş ile  ay ile deneyimlemiştim. Her şey bizimle konuşuyordu bu kadar yakından duymak o anda yine de şaşkınlık yaratmıştı bende…

O sırada, Karuna Yoga ‘nın sahipleri geldi konuştuk yaz dönemi kampları vardı sonbaharda çalışma yapmaya başlayabilirdik…

“Kendine Yol Açmak” atölyelerimin reklamları yayınlandı ama yeterli sayıyı tutturamadık  bunun üzerine yazın ınstagramda yayınladığım  13 bölümden oluşan “Derin Dalış Hikayeleri”ni  Çarşamba Sohbetlerine çevirmeyi düşündüm. Böylece gelenlerle ve çalışmaları merak edenlerle tanışmış olacaktık…

Yasemin bir kere oraya çağırmıştı! kurmak istediği bağlantıyı merak ediyordum…

Çarşamba sohbetlerine  katılanlarla yol aldıkça, paylaştıkça çok kıymetli dostluklarımız oldu .Her sohbette bireysel seans hediye ettim çekilişe gelenlere ...

Sonbahar kışa döndü yasemin yapraklarını döktü, kuru bir dal olarak örgülere takılı öylece duruyordu…Birkaç kere yanına gidip konuştum; “Kurduğumuz bağlar çok güzel ama atölyelere yeterli talep gelmiyor açamıyoruz bana anlattığını anlamadım belki de sadece bu sohbetleri açmam içindi” dedim. Zihnimin sesi susmuyor, bir neden sonuç ilişkisi kurmaya çalışıyor işleyen bir döngünün olması gerektiğini ve dahasını sorguluyordu. Yasemin ise  sustu ve kış uykusuna devam etti…

13. son sohbet Yeni Ay ve başlangıçlara denk geldi .Yeni ay yeni başlangıçlar diyerek ilk yeni ay ritüelini yapıp barış için kalbimizdeki tohumları yeşertmek için defne fideleri diktik Karuna’nın bahçesine. İçimde hala bir bağlantı çıkacağına dair bir umut vardı sohbetler bitti, yaseminin yanına gidip veda ettim  cok güzel yürekler tanıdım, bağlantılar kurdum teşekkür ederim dedim bu sefer konuştu ve “Bekle!” dedi…

 Aklıma sığmadı bu durum ama daha önce yaşadıklarımdan biliyordum ki içimden hissettiğim hep galip geliyordu ve bekledim..

Sohbetler bittikten sonra  hediye bireysel seansı gerçekleştirmek isteyen bir genç kız aramıştı ama annemin rahatsızlığı nedeniyle gerçekleştirememiştik buluşmayı. Ben randevuya gidemedim.  İki ay sonra telefon çaldı  arayan o genç kızdı, Didemdi… yapamadığımız seansı gerçekleştirmek istiyordu…

Haberleştik ve inanılmaz bir kalple tanıştım. Girişimci bir ruha  ve yüksek bir farkındalığa sahipti. Yaşadığımız sisteme güvenmekte zorlanıyordu ve yapacakları için bir gelecek göremiyordu… İçimden hepimizin zaman zaman aynı yerde takılı kaldığını düşündüm; aklı dinlemek ama sonucu göremediğimiz de hayat güvenmekten vazgeçmek…

Konuşmamızın bir yerinde, “Ben Çocuk Esirgeme Kurumu’nda Matematik dersi veriyorum” dedi. “Buna nasıl karar verdin?” dedim “Bize destek olan ailelerimiz vardı okuyamadığımda zorlandığımda annem destekledi, onları kim destekleyecek?”…

Ben de gönüllü olmak için daha önce iki kere aramıştım kurumu  “gerek yo”k demişlerdi  “yeterince gönüllü var.” Ben de vazgeçmiştim.

İçimdeki ses,  “Bağ kurmaktan ve o çocukları orada bırakamamaktan da korktun!” dedi. Doğru söylüyordu telefonda hayır denilince üstüne gitmemiştim.

Didem, bir gün kapıdan geçerken içinden kuvvetli bir ses onu içeriye çağırmış .İçeri girip bir yetkili ile görüşmek istemiş ve çocuklara matematik dersi vermek istediğini söylemiş .

Ondan bazı belgeler  istemişler ve onbeş gün üst üste gelmezse gönüllülüğünün iptal edileceğini söylemişler .Bana bunları anlatınca  o zamana kadar gitmediğime çok hayıflandım ve Didem’e beni bir gün gönüllü olmak için oraya götürmesini rica ettim.

Çocuk Yuvası’nın  bahçesine girip Didem’in öğrencisi Ömer Can ile tanışınca o anda, bir çocuğun gözündeki mutluluk pırıltısı olmanın kıymetini ve yaseminin neden bana şarkı söylediğini anladım.

Orada yapılabilecek çok şey var ….Bir gönüllü bisiklete binmeyi öğretiyordu mesela bir çocuğa bir diğeri ödevine yardım ediyordu. Top oynasak biri karşıda durup onun attığı  topu tutsa ya da bir çocuk “istop!” diye bağırsa o bile çok büyük sevinç bence hepimizin adına…

Bu dünyaya birbirimiz için gönderildiğimizi bir kere daha anladım ve canım yasemine  onun sesini duymamı sağlayan Hocama bir kere daha şükrettim.

Tekrar görüşmek üzere çocuk yuvasının bahçesinden ayrılırken gelip elimden tuttu gönüllüm olur musun diyen Batuhan, “Abla geleceksin değil mi unutmazsın ismimi  ?” Yaşlar birikti yutkundum,  yüzüne bakıp “Nasıl unutabilirim?” dedim “Artık mümkün değil!”

Didem’e teşekkür ettim  bana bu yolu açtığı, o kocaman yüreğine çocukları sığdırdığı  ve her ikimize de  hayata güvenmeyi tekrar hatırlattığı için J

Oradan çıkıp, kızımı kurstan getiren otobüsü beklemeye başladım. O gün yaşadıklarımı onunla bir an önce paylaşmak  istiyordum…

“Bugün hayatın akışına güvenmek ile ilgili çok önemli bir şey öğrendim” dedim kızım Maya’ya  otobüsten inip eve doğru ilerlerken… “Anne dur bi dakika! anlatmadan bir şey söyleyeceğim” dedi “Bugün çok mutluyum ve nereden geldiğini bilmediğim bir Yasemin kokusu var havada!  Okul,yollar, dans kursu, hatta yolda geldiğim otobüsün içi bile yasemin koktu” sonr sözlerini sürdürdü

“Çok sevildiğimizi düşündüm otobüste camdan dışarı bakıp batmakta olan günü ve bahçelerde çiçek açan ağaçları gördükçe her şeyin birbiri için yaratıldığını ve bu dünyada sadece  var olmanın bile başlı başına mutluluk sebebi olduğunu…”

 

Şehime Gül Gözen

Mart 2018