Buradasınız

MÜFETTİŞ

MÜFETTİŞ

 

Güzel bir pazartesi sabahı ormanda yürümek istedim. Tüm şehrin gürültüsünden uzakta. ..

Bir gün önce Şilili ünlü şair Pablo  Neruda’nın  1940’ların sonundaki kaçak/sürgün yaşamından bir kesit anlatan bir film seyretmiştim.  

Komunist parti den senatör olan  Pablo Neruda  hakkında dönemin hükümeti bir tutuklama kararı çıkarıyor. Biraz şaşkın bir müfettişe bu görev veriliyor ve aralarında bir kaçma kovalama döngüsü başlıyor. Aslında bu döngü her ikisi için de içsel yolculuk yaptıkları bir süreci başlatıyor.  

Müfettişin kendisini aramak için geldiği her noktaya Neruda bir kitap ve içine  müfettiş için yazılı bir not bırakıyor.

Dağda yürürken o not geldi aklıma ;

İlk kitabın içinde ” Beni bul kardeşim gel benimle yeniden doğ “ yazıyordu

Sonra diğer replikleri hatırladım, Neruda’nın eşi müfettişle olan bir konuşmasında “sen aslında onun bir kurgususun seni o yarattı.Bu hikayedeki kahraman o,biz çevresinde dönüyoruz“ diyordu.

Ormanın içinde ilerledikçe bu sözler de benimle birlikte yürüdü…

Beni bu kadar etkileyenin ne olduğunu düşündüm?.

Kafamdaki  Sesler aniden kesildi. Bulunduğum yerin farkına vardım…

Sadece ben ve canım bir orman var.  O kadar güzeldi  ki! Şimdiye kadar bir ormanla hiç baş başa kalmadığımı düşündüm.

 Rüzgarın ağaçların arasından geçerken çıkardığı sesi duyuyorum arı vızıltılar…ı büyük bir maharetle çiçekten çiçeğe uçuyor olmalılar…başımın üstünde bir saksağan ötüyor.  Az ötemdeki bir kediyi bir köpek kovalıyor, çınar ağacı sevinçle beni görmüş gibi uzaktan el sallıyor

Hayatın sonsuz olasılıklarla çevremde dönüp durduğunu farkediyorum bir kere daha…

 

 

 İlk önce alışık olmadığım bu sessizlikten ürktüm. Hep yürüyüş grupları, izciler kampa gidenler bisikletle tırmananlar olurdu bu yolda şimdi hiç kimse yoktu...

“Geri dönsem mi acaba?” diye geçti içimden

Yolun ortasındaydım arkamdan geldiğim yola baktım şehir uzakta kalmıştı, önümde gideceğim yola baktım ıssızdı..“Neden şimdi Neruda’ya ve müfettişe takıldım ki?” diye düşündüm

 “Dönmelisin” dedi içimdeki “bu kadar ıssızken orman tekinsiz bir yer.”

Etrafıma bakınıyorum yolun tam ortasındaydım.  

Ben bu sesi tanıyorum  Sistemin dışına ne zaman çıksam ne zaman kendime yaklaşsam çıkar gelir.Beni kovalayan içimdeki müfettiş  Neden kafama filmdeki repliğin takıldığını anlıyorum

Kendi yarattığım bir kurgu kahramanı o. Ne zaman ondan kaçmayı başarsam ve ona rağmen bir şey yapsam ben kahraman oluyorum.

Kendi kurguma karşı sanal zaferler kazanıp duruyorum.

“Hep böyle yaptım değil mi?” diyorum. “Sonsuz olasılıklarla dolu bir hayatın içinde seninle çarpışırken yaşamı duymadım. “

Tuhaf ama gülümsüyor bana. Ben de ona gülümsüyorum…

Bir nefes dolusu ormanı içime çekiyorum. “Hadi gel!”diyorum  “yola devam!”

Çınar ağacımın altına gidiyoruz  ormandaki sesleri dinliyoruz birlikte . Burası benim herşeyle bir olduğumu hissetiğim yer.Anne ağacım diyor o çınara. Yeniden doğmak için güzel bir yer…

Uzaktan bir yerden su sesi doluyor kulaklarımıza…

Gözlerimi kapatıp uzanmak istiyorum ağacın dibine izin vermiyor  hala ormanın tekinsiz bir yer olduğunu düşünüyor “gel diyorum gözlerimizi birlikte kapatıp yeniden doğalım!”

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

 

Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı

Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler"

 

Gökte gece yelinin söylediği türküler

 

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler

 

Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım

Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler

 

Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim

Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler

 

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler

 

Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi

Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler …

Pablo Neruda /Hilmi Yavuz Çeviri

 

Şehime Gül Gözen

Ekim /2017