Buradasınız
Altı yıl önce bana mandala yapacaksın deseler yeni bir kek tarifinden bahsettiklerini düşünebilirdim:) Mandalanın kozmosla aramdaki bir kapı ve konuşma aracı olduğunu sonra öğrenecektim...Niyetlerimizi,mandalaya yükleyip kozmosla paylaşabiliyorduk. O bizimle kendi diliyle konuşuyordu, biz de şükranla onu duyduğumuzu, gördüğümüzü, hissettiğimizi, gönlümüzdekileri söylüyorduk.
Bugün sabah sonbahar gün dönümü için mandala yapma niyetiyle kalktım. Yolda giderken parklardan yürüdüm yere düşmüş, sonbaharın güzel renklerine bürünmüş yapraklardan topladım..Hem de o yapraklar sanki bana ait parçalarmış gibi hissettim. Biraz meşeydim, biraz çam, biraz çınar, biraz yabani karabiber, biraz okaliptüs biraz yasemin,bir tutam gül., azıcık keçi boynuzu .. Toprak ana özgür olduğu her yerde bereketini üretkenliğini sevgisini bizimle paylaşıyordu ... Buna şükrettim onu daha çok görmeye duymaya hissetmeye niyet ettim. Dönüş yolunda yollarımızın kesişmesine bir'liğe beraberliğe sevgiyle bütünleşmeye berekete kapılar açılsın diledim. Mandalayı yaparken her yaprakta o bir'liği, bütünlüğü hissettim. Sonra bir rüzgar esti yapraklar uçuştu... Hayattaki denge böyleydi gitmesi gereken gidiyor kalması gereken kalıyor...Aldım, kabul ettim şükrettim