DİYELİM Kİ...

Diyelim ki hayatını yeniden yaşama imkanın var. Baştan yaşayabilirsin dediler 
Canını acıtanlar mı oldu silelim, çok mu göz yaşı döktün, korkuyla sabahladığın geceler, endişeden kıvrandığın karın ağrıların sana yapılan haksızlıklar, var! 
Diyelim ki seçim yaptığın yolların başına seni tekrar koydular, Ah Ulan keşke! dediğin yola gitmen için şansın var…
Diyelim ki öyle bir şey yaptın ki sana göre kendini affetmen zor
Diyelim ki bir taşa takıldın, düşünce toprağın tadı genzine işledi, canını çok acıttı…
Diyelim ki yolun en başında hayatını silelim sana üstünde hiç engel olmayan pürüzsüz bir hayat verelim dediler var mısın?
Durup düşündüm…
Tüm yaralarımı beni düşüren görmediğim taşları , kendi koyduğUm barikatları, hiç de hoşlanmadığım an’ları öptüm bugün. 
Dedim ki hepsi benim!... Ben koydum bu yaşam ben varım diye var… 
O yok onlar da… Sadece ben görüp kendim bileyim diye benden yansımalar var… 
Tuttum kendi elimden, iyi ki varsın! Dedim, iyi ki düştüklerin, kalktıkların engellerin gözyaşların kahkahaların var. .. Yaşadın ulan! hepsini yaşadın… Canın yandı ah dedin!, ağladın gözünün yaşı var, aldığın her nefes, gün ışığı gözünü açtığın sabah tependeki gökyüzü, ayağının altındaki toprak, sen sarmalayan deniz, yüzüne vuran ateşin alazı iyi ki var. 
Kokladığın çiçek şu sabahları kuyruğu havada seni selamlayan sokağın kedisi, hiç bilmediğin uzaklarda ki biri çocuğun çığlığı akşamları karanlık çöktüğün de göğünü aydınlatan yıldız, yüzünü dönüp de kim bilir hangi sırrını söylediğin ay, bir şiirin dizelerini fısıldayıp dertleştiğin dalgalar, suya bir taş atıp tuttuğun dilek, kalbinin müziği, kafanın içinde çınlayan sesler, saçlarını dağıtan rüzgar... 
Omuzların çökükken sırtını sıvazlayan bir dostun eli, bir çocuğun gözündeki yaşı silmek için cebindeki mendil, hayatı paylaşacak, kah güldürüp kah ağlatacak, kah dertlenip yardımlaşacak; insanlar insanlar insanlar…
Sırf SEN varsın diye, SEN görüyorsun diye, duyuyorsun diye kalbini kalbin de biliyorsun diye 
İyi ki… iyi ki … iyi ki var!