BİR AKŞAM YEMEĞİ

 

Bir masanın etrafında  oturuyoruz, bir yılbaşı akşamı…masada meyveler peynirler çerez ve şarap var şarap içmek şarap gibi düşündürür demiş biri dinlene dinlene tadı zamanla ortaya çıkar demektir herhalde…

Çoktandır yanımda hissedip de, yüzünü görmediklerim var etrafımda…

Masadaki mum tüm ayrıntıları tek tek aydınlatmasa da ışığın gölgesi vuruyor yüzlerine… Kimisinde derin bir endişe var kimisinde kararsızlık ,kimisi her an masayı terk edecek gibi sürekli etrafı kolaçan ediyor kaygılı…

Bazıları gözlerini kırpıştırıyor yüzlerine vuran ışığın etkisiyle, sanki ilk kez ışıkla karşılaşıyormuş gibi şaşkın…

Girişken olan

-Eee diyor söyle bakalım dönerek bana hepimizin bu masada ne işi var?

Utangaç onu dürtüyor,

 -Dur daha yeni geldik sonundan başladın yine konuşmaya

Girişken omuz silkiyor,

-Neyi beklemem lazım anlamadım? diyor.

Yanındaki iç geçiriyor,

- Düşündüğümü söyleyecek özgüveni hiç bulamadım diyor beni bu masaya ne için çağırdılar anlamadım?

-Hele ben diyor bir diğeri ben buraya oturmayı hak etmiyorum bu sandalye masadakiler çok fazla bana

-Aman sen de! diyor gösterişli yaldızlı ceket giymiş kibirle masayı süzen diğeri, nereye gitsek saklanacak yer ararsın.

Uzlaşmacı olan

-Bir dakika arkadaşlar diyor herkes kendi kafasına göre konuşuyor bir de bizi toplayana sormak lazım burada ne işimiz var?

Hepsi dönüp yüzüme bakıyor, sevgiyle yüzlerine gülümsüyorum

Yardımsever olan herkesin tabaklarına masadakilerden servis yapmaya başlıyor

İyimser,

- Hepimiz bir aradayız ya daha ne olsun! mutlaka bir kutlama vardır diyor

-Sen öyle san! diyor endişeli kesin çok tuhaf bir durum var bizi davet eden bir şeyleri bitiriyor herhalde sistemi kapatacak ve hepimiz geldiğimiz yere geri döneceğiz yani karanlığa ve bir kahkaha patlatıyor

-Ben şuradan şuraya gitmem diyor hırslı kovsa da buradayım kendimi bu sandalyeye yapıştırır yine de kalk-mam!

- Sen neden her ota boka   gülüyorsun ki diyor endişeliye benim sinirim bozuluyor!

-Endişeli şaşırıyor bir şey demiyor yine sadece gülümsüyor, madem ki şarap içip konuşuyoruz düşüne düşüne cevaplamalı der gibi susup karanlıkta bir noktaya dalıyor…  

-Amann ne önemi var ki! diyor gamsız nasıl olsa bir sebebi vardır. Bu şarabın tadı peynirle iyi gidiyor bakın keyfinize

Birden kapı açılıyor üstünden dışarıdaki yağmurun damlaları dökülen kırmızı pelerinli biri giriyor,

- Ben her zamanki gibi geç kaldım çağrılacağımı da sanmıyordum bu kadının ne derdi var niye hepimizi topladı anlamadım Yine bir şey yapmışızdır mutlaka ama biliyorsunuz diyor siz bir yerdeyseniz benim de arkadan gelmem şaşırılacak bir durum değil!

Hepsi dönüp tekrar bana bakıyorlar

Gözlerinin içine bakıyorum hepsinin gözünden çıkan ışıkta kendimi görüyorum onlar benim çünkü  Benim duygularım…

Çoğu zaman görmezden geldiğim benimle birlikte olmasını istemediğim duygular

Yetersizlik, endişe, hırs, gamsızlık, utangaçlık, girişkenlik,kibir,özgüvensizlik, ve hepsinin olduğu yere mutlaka gelen Suçluluk!

Bu bir kutlama yemeği doğru söylüyorlar, çünkü çoktandır onları kovalamakla geldikleri yere geri göndermekle meşguldüm oysa ki gözlerinin içine bakabildiğim de yol arkadaşlıklarının kıymetinin de farkına vardım.

Anladım ki; aslında duyguların iyi ya da kötü diye, kabul edip etmediklerimiz diye bir ayrımı yok. Biz savaşsak da savaşmasak da onlar bizimle… Hayat; yapabildiklerimiz iyidir, bunları yaşatan duygular iyidir, bize engel olan çelme takan duygular kötüdür diye ayrılmıyor. Sadece  zihnimiz bu ayrımı yapıyor. Tüm duygular biz yaşadığımız sürece var olacak ve hayat denen bütünlüğü oluşturacaklar.

Bir kadeh kaldırıyorum aklımdan bunlar geçerken  şereflerine ve İyi ki varsınız diyorum yoksa ben bu oyunda  yolumu nasıl bulurdum? Her şeyi olan haliyle görmeyi kabul ettiğimiz ve yaşamı, bütünlüğü kutladığımız bir yıl olsun. Nice senelere birlikte…

Şehime Gül Gözen

donusyolu.net

31 Aralık 2017