Buradasınız
Küçükken annemin anlattığı bir masalı hatırladım…
Bir varmış bir yokmuşla başlayan…
“Uzak diyarlarda bir kral yaşardı. Kralın güzel mi güzel akıllı mı akıllı bir küçük kızı vardı.
Kral kızını kuşun kanadından sakınırdı. Her gün avucuna bir güzel değerli taş koyardı,bu taşlar kral hayatta olmasa da kızını tüm kötülüklerden korusun büyüdüğünde bu taşlar hazinesi olsun isterdi …
Kral her taşı kızının avucuna koyduğunda küçük kız avucunu kapatamaz taş kayıp yere düşerdi
Kral kızına taşı her avucuna koyduğunda parmaklarını kapatırsa o taşın onda kalacağını öğretti
Kızı bunu öğrendi öğrenmesine ama bir gün düşürmemek için o kadar çok sıktı ki parmakları kanadı
Parmaklarının kanadığı gün kral kızını yanına oturttu "Bak!"dedi "Avucuna koyduğumda onu muhafaza edersen o taş seninle kalır ama çok sıkarsan da elini kanatır. Ne çok sık ne de avucunu açık tut. O taşlar senin hazinen sana verilmiş hediyeler sahip çıkmazsan avucundan kayar gider çok sıkar, tutar bırakmazsan bir diğerini avucunda koyacak yer bulamazsın! O yüzden gel taşlarını muhafaza edecek bir sandık bulalım" dedi. "Sen taşı her sana verdiğimde avucunda tut ve sonra götürüp o sandığa bırak!”
Annem, masalı buraya kadar anlatır avucumu kapatmayı unutmamamı tembih ederdi!
Geçen gün bu masal aklıma düştüğünde , çok uzun zaman avucuma konan taşları tutmak için parmaklarımı kapatmadığımı fark ettim... İyisiyle ,kötüsüyle bana ait güzelliği, zekayı, bilgeliği bedenimi sahiplenmediğimde renk renk taşlar gibi kayıp gitmişti parmaklarımın arasından....
Tıpkı gölgede kalan yanlarımı hatalarımı da ancak sahiplendiğimde dönüştürebileceğim gibi...
Bazen tutuk davranmıştım bazen de çok fazla tutsak etmiştim o duyguya, duruma kendimi...
Hayat o sandıkta biriktirdiklerimizin sahiplendiklerimizin bütünüydü.
Ve insan ancak kendini kabul ettiğinde sahiplenebiliyordu birlikte var olduğu her şeyi.
Kaçmadan, kovalamadan aynı kalple birbiri için var olduğunun farkına vararak ancak o zaman bir çocuğun gözünden, bir ağacın yaprağından,bir kuşun kanadından, suyun taşın üstünde aşındırarak yarattığı desenden, içinden yaşam geçen ne varsa aşkla kabulleniyordu hayatı ve onun getirdiklerini yaşamayı....
Bu haftaki 4. radyo programımız da Hayatı Sahiplenmeyi konuştuk. Dinlemek isteyenler için link burada
https://karnaval.com/programlar/yol-arkadasi
Şehime Gül Gözen
Ağustos2018