Buradasınız
Anneme, Kızıma , Yaşama…
Annem 90 yaşında ve on zamanlarda çığlık çığlığa... Yaşayamadıklarına öfkeli… Bir yük gibi hayatı taşıyor ayağına kelepçelenmiş bir prangayla. Kendini tutuklu kalmış hissediyor bu yaşamın içinde her halinden belli.
Elimizde telefon defteri her gün bir arkadaşını arıyoruz. Birbirlerini görmeye yetmiyor vücutları… Gözleri geçmişte gördükleriyle mühürlü kalmış şimdi sadece uçuşan hayaller görüyor. Karaltılar… Hayat onun için böyle bir şey şu ara . Alacakaranlık… bedeni burada ama gönlü değil..
Tek gerçekliği elinde mıh gibi tuttuğu süpürgesi …Temizlik yaptığına inanarak var ediyor kendisini…
Temizlikler ona göre bitip sakinleyince telefon defterinden başka bir arkadaşının numarasını aramamı istiyor.
Artık aranacak sayfalar da azaldı. Bu sene neredeyse her ay bir yaprak kopardık sayfalarından.
Özlemle ve umutla, numarayı aradığım da açılmasını bekliyor. Artık açabilecek insanlar yok karşıda… Anlatamıyorum göğsüme bir yumru takılıyor. Öfkeleniyor defterdekiler eksildikçe…
Yere sararıp düşen bir yaprağı gösterip anlatmaya çalışıyorum. Nafile…
O gençliğini istiyor, yaşayamadıklarını, tek tek hesabını soruyor yaşayamadıklarının…
Öfkeli hem de çok yapamadıklarına yaşayamadıklarına en çok da kendine yaşamaya izin vermediği görevlerin mecburiyetlerin içinde boğulduğu için.
Bazen onun girdabına ben de dahil oluyorum, öfkeleniyorum, sinirleniyorum kaçmak ve daha özgür bir yaşama yelken açmak…
Anladım ki kurtuluş diye bir şey yok. Annem aynı zamanda benim içimdeki anne kimliğim. Görünmediğini düşünüyor , feryat ederek kendini görünür kılmaya çalışıyor…Oysa ki kendimizi gördüğümüz sürece varız ve kendimize izin verdiğimiz kadarını yaşarız.
Bana bıraktığı en büyük miras bu. Yaşamı ertelememek! Demem o ki saçını süpürge etmek marifet değil fedakar olmak da. Marifet yaşamına sahip çıkmak. Yaşayabileceklerini es geçmeme,k başkalarına göre hayatına yön vermemek. El alem için değil sırf sen öyle istiyorsun diye onu öyle yapmaktan mutlu oluyorsun diye yapmak.
Benim kızıma mirasım da Denge olsun. Mecburiyetten yaşamı kendine göre keyifli hale getirerek, hayatın sorumluluğunu alarak yaşasın . Dilerim gönlüne enginleri sığdıracak kadar yaşamı sevsin karşılık beklemeden sırf gönlünden geldiği için kendini gönlünü bilip görerek hayatı paylaşsın. Ve dilerim Toprak Ana’nın kalbine ayağını her bastığın da şükranla nasıl bir sevgiyle donandığını hatırlasın ve aynı sevgiyi şefkati coşkuyu yaşamında paylaşsın.